Eğitim, hiçbir ayrım gözetmeksizin tüm çocukların temel bir insan hakkıdır. Devletlerin her bir
çocuk için erişilebilir, uyarlanabilir, kabul edilebilir nitelikte eğitim sağlama konusundaki
yükümlülüğü bulunmaktadır.
Doğal afetler, silahlı çatışmalar gibi kriz durumlarında hak ve özgürlüklere erişimi en çok
etkilenen grubu oluşturan çocukların eğitim hakkı da zarar görebilir. Bu hakkın ne kadar
zarar göreceği krizin yaşandığı ülkede halihazırdaki eğitim sisteminin ve çocuk koruma
mekanizmalarının ne kadar hak temelli işlediğiyle ve tüm bunlara ayrılan kaynak miktarıyla
ilgilidir. UNICEF’e göre, dünyadaki 59.3 milyon okul çağındaki çocuğun %36’sı savaş ve
şiddetten etkilenen ülkelerde yaşamaktadır. Ayrıca, her yıl 100 milyon çocuk eğitime devam
etmelerini engelleyen doğal afetlerden etkilenmektedir.
Türkiye’de yaşanan 6 Şubat Kahramanmaraş Depremleri’nde 14 milyon insanın yaşamakta
olduğu 11 il etkilendi. Depremden etkilenen ve ağır hasarların yaşandığı 11 ilde 12 bin 550
okulda, 4 milyona yakın çocuk öğrenim görmekteydi.
2021-22 eğitim öğretim yılı verilerine göre depremin yaşandığı bu kentlerde 203 bin 483
çocuk eğitim dışında kalmıştı. 2022-23 eğitim-öğretim döneminde ise bu sayının devam
zorunluluğunun kaldırılması, bir sonraki sınıfa otomatik kayıt gibi nedenlerden dolayı
farklılaştığı düşünülmektedir. Ancak net ve resmi bir sayıya ulaşılmamaktadır. Ebeveynlerin
depremle birlikte maruz kaldıkları travmatik yaşantılar nedeniyle çocuklarını -kayıtlı olsalar
dahil- okula göndermek istemedikleri bilinmektedir. Ayrıca pek çocuk da bu süreçte
yıkılmamış olsa da okul binalarında kendilerini güvende hissetmedikleri için okula
gitmemiştir.
Depremler sonrasında, 11 bin 738 derslikten oluşan 936 okul kullanılamaz hâle gelmiştir. Bu
sebeple çocuklar çoğunlukla konteynerkentlerde, prefabrik okullarda ya da okullarda ikili
eğitim sistemiyle eğitim görmek zorunda kalmışlardır. Depremlerin üzerinden on ay geçmiş
olmasına karşın ancak kısa süreli dönemler için çözüm olabilecek bu yöntemlerin devam
ediyor olması çocukların güvenli ve nitelikli eğitime erişime olan mesafesinin açılmasına yol
açıyor.
Okullar çocuklar için bir sosyalleşme ile akran ve öğretmen desteğine erişebilme noktasında
kritik bir öneme sahiptir. Yanı sıra deprem sonrası dönemde ise çocuklar için güçlü bir
psikososyal destek işlevi görmektedir. Okullar çocukların eski rutinlerine -büyük yapısal
değişiklikler olmadan önceki dönemdeki gibi- dönmeleri için önemli bir role sahiptir.
Ancak Türkiye’de ne yazık ki eğitim hakkı hala erişilmesi güç hak alanlarından biridir. Üst
üste yaşanan pandemi, ekonomik kriz, iklim krizi nedeniyle yaşanan yangınlar, seller ve
deprem gibi çoklu krizlerin yaşandığı bu süreçte çocukların eğitime erişimi çok daha fazla
kısıtlanmıştır. Deprem öncesinde eğitim hakkından tam olarak yararlanamayan kesimlerde
ise bu alandaki ihlaller daha da derinleşmiştir. Bu durumun ülke genelinde yaşanan
eğitimdeki eşitsizliği artıracağı düşünülmektedir. Bunu önlemenin yolu deprem sonrasındaki
durumu en gerçekçi bir şekilde ortaya koymak, buna ilişkin hak temelli politikalar yürütmek
ve gerçekçi kaynak ayırmaktır.
Tüm dünyada kapitalizm ve neoliberal politikalar kıskacındaki eğitim sisteminin kendisi bir
kriz halindeyken Türkiye’de de devletin, böylesi yaygın şekilde yaşanan depremin ardından
çocukları odağa alarak etkili politika üretebilmesi elbette kolay değildi. Ancak yine de BM
Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin tarafı olan Türkiye; her bir çocuğa BM Ekonomik Kültürel
Sosyal Haklar Sözleşmesinde yer aldığı şekli ile eğitim hakkı yükümlülüklerini (eğitimin
mevcudiyeti, erişilebilirliği, kabuledilebilirliği, uyarlanabilirliği) yerine getirmek durumunda.
Depremlerin 10. ayında yayınladığımız “6 Şubat Depremleri Çocuk Haklarını İzleme Bülteni
II: Eğitim Hakkı” bülteni ile FİSA Çocuk Hakları Merkezi deprem öncesinde ve sonrasında
çocukların eğitim hakkına erişimine ilişkin durum hakkında bilgi vermeyi; yaşanan hak
ihlallerinin görünür kılınmasına katkı sağlamayı amaçlamıştır. Bu bültenin devletin eğitim
hakkı yükümlülüğünü karşılayacak şekilde, çocuklar için parasız, bilimsel, demokratik ve
erişilebilir bir eğitim çabalarına destek olmasını umuyoruz.
Bültende ele aldığımız konularla ilgili bizimle görüşlerini, bilgisini paylaşan kişi ve kurumlara
sonsuz teşekkürler…
“6 Şubat Depremleri Çocuk Haklarını İzleme Bülteni II“
Bültenin Tamamını Okumak İçin;